Organik tarım, bir ürünün yetiştirilmesi, toplanması,
paketlenmesi, muhafaza edilmesi ve tüketiciye ulaşması ile bu işlemlerin
yapılması sırasında kimyasal maddelerin kullanılmadığı tarım olarak
tanımlanabilir. Diğer bir tabirle ekolojik tarım, belirli kurallar çerçevesinde
yapılan, denetlenebilir, sürdürülebilir ve doğanın dengesine zarar vermeyen
tarım olarak adlandırılabilir.
Organik tarımın amacı, ekolojik sistemin bozulan dengesini
yeniden tesis ederek, üretimde organik gübrelemenin artışını sağlamaktır. Son
zamanlarda sentetik ve kimyasal ilaçlamanın yapılması toprak içerisindeki
vitaminlerin yok olmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak tarımda istenilen
kalitede sağlıklı ürün elde etmek imkansız hale gelmiştir. Endüstri kavramı ve
teknolojinin birlikte gelişmesi üretim de miktarı artırmış ancak üründe
kalitenin düşmesine neden olmuştur.
Günümüzde hastalıkların çoğalmasındaki temel etken sentetik
ilaçlama veya kimyasal maddelere maruz kalmış ürünler tüketmiş olmamızdandır.
Özellikle yurt dışından ithal edilen hormonlu gıdalar veya genetiği
değiştirilmiş gıdaların neden olduğu bu problem yetkililer tarafından
denetlenmeli, insan sağlığını tehdit eden tüm unsurlar ortadan kaldırılmalıdır.
Kimyasal ilaçlamayla birlikte, toprağın derinliklerine sızan
fosfor, nitrat, amonyum gibi maddeler yer altında bulunan tatlı su
kaynaklarının da kirlenmesine neden olmuş, yaban hayatındaki canlılar içinde
tehdit haline gelmiştir.
DÜNYA’DA VE ÜLKEMİZDE
ORGANİK TARIM
Organik Tarım ilk önce Avrupa ülkelerinde başlamış, daha
sonra diğer ülkelere yayılmıştır. İstatistiklere göre 2009 yılında dünyanın
yaklaşık 160 ülkesinde 38 milyon hektar alan organik tarım alanı olarak
belirlenmiştir. Bu oran dünya da tarım yapılan arazilerin sadece yüzde 0.9 unu
oluşturmaktadır. Avustralya 12.0 milyon organik tarım arazisiyle dünyada
birinci sırada yer almaktadır.
Ülkemizde organik tarım faktörü 1986 yılında başlamıştır.
Dünyada ülkeleri arasında başlayan ithalat ve ihracat dengeleri organik tarımı
zorunlu hale getirmiştir. Ege bölgesi yurt içi ve dışı piyasalara pazarladığı
kuru üzüm ve kuru incir ile sektörde yerini almıştır. Aydın ve Manisa ilimiz
organik gıda sektöründe ilk sırada yer almaktadır. Son zamanlarda şehirleşmenin
de başlamasıyla organik ürüne talep hızla artmış, semt pazarlarında
kimyasallardan uzak ürünlerin satışı ve tüketici tarafından tercih
edilebilirliği daha önceki yıllara göre artış göstermiştir.
Sadece 2008-2010 yıllarına ait istatistikleri
incelediğimizde organik üretim alanlarının 3.5 kat arttığını, organik tarım
üreticilerin ise 2 kat arttığını söyleyebiliriz. Bu gelişmeler ile Türkiye
Avrupa ülkelerine önemli ölçüde organik ürün ihraç eden ülke haline gelmiştir.
Bilinçsizce kullanılan kimyasal ve sentetik maddelerin tarım
arazilerinin doğal yapısına zarar vermesi, insan sağlığını ve yaşamını olumsuz
etkilemesi, çevre kirliliğine neden olması, gibi nedenlere bağlı olarak
hastalıkların çoğalması, gelecekte de Organik Tarım alanlarının yaygınlaşmasını
ve Organik Ürünlere olan talebin artmasını sağlayacaktır.
organik ürün, organik tarım nedir,