Yazmak; içinde bulunduğun zamanı kronolojik anlatırsan tarih
olur. Gezdiğin, gördüğün yerleri kağıda dökersen coğrafya olur. İnsanların
birbirleri ile olan ilişkilerini kağıda dökersen sosyal bilimler olur. Bir
çiçeğin, bir hayvanın nasıl büyüdüğünü gelistiğini gözlemler ile kağıda
dökersen fen bilimleri olur. Sevgiliye olan özlemi anlatırsan edebiyat olur.
Tarih, sosyal bilimler, fen bilimleri, coğrafya ve edebiyata yönelen toplumlar
ilerlemişlerdir. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde hep kan ve gözyaşı akmıştır.
Çünkü tarihin,fenin ve edebiyatın hüküm sürmediği toplumlarda ve coğrafyalarda
savaşlar hüküm sürmüştür. Çünkü şiirin yazılmadığı ve okunmadığı toplumlarda ve
coğrafyalarda ağıtlar yazılmıştır ve yakılmıştır. Yazmak her anlamda bir eylem
biçimidir ve har haliyle bir var olma şeklidir. Yazan kişi bilen kişidir. Yazan
kişi gören kişidir. Yazan kişi seven kişidir. Düşünüyorum öyleyse varım demişti
ya filozof biz de diyoruz ki eğer düşünenler bir kere var ise yazanlar iki kere
vardır. Çünkü yazan hem düşünüyor hem düşündüğünü kağıda döküyor. Yazmak
duyguların hafıza kartıdır. Yazan adam düşüncelerini ve duygularını her zaman
taze ve güncel tutabilir bir kalem ve bir sayfa kağıt ile. Kağıda dökülmeyen
her düşünce ve duygu uzun veya kısa sürede kaybolmaya ve silinmeye mahkumdur.
Çünkü beyin sürekli kendini güncelleyen ve kopyalama özelliği sınırlı bir
organdır. Onun içindir ki yazmadığın hiç bir bilginin sahibi değilsindir..
Tags
internet
yazmadığım hiç bir düşüncenin de sahibi olamıyorum, uçup gidiyor..
YanıtlaSilO yüzden yazalım dursun bir kenarda
SilNe yazarsan o olur bölümü çok iyiymiş.
YanıtlaSil