ÇARPICI BİR DİSTOPYA DİZİSİ: SNOWPİERCER

Netflix artık bir çoğumuzun hayatında vazgeçilmez bir yere sahip. Birbirinden farklı ülkelerde geçen, kimi zaman farklı dillerde yayınlanan tüm bu dizi ve filmler seyirciyi her seferinde farklı dünyalara doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Sık sık yüklenen yeni içerikler ise platformu her gün daha da büyük bir yere çeviriyor. Hal böyleyken Netflix sevdiklerimizle yaptığımız sohbetlerin bir parçası olmayı kolaylıkla başarıyor.

Şimdi bahsedeceğimiz içerik ise, size biraz tanıdık gelebilir. Geçtiğimiz haftalarda Netflix Snowpiercer dizisi ile bizi bambaşka bir alternatif dünyaya götürdü. Üstelik bu kez bölümler birden değil hafta hafta gelmeye başlayınca hikâyenin heyecanına kapılmamak imkânsız hale geldi. Dizinin ismi size bir yerlerden tanıdık geliyor olabilir, çünkü aynı isimle 2013 yılında bir film çıkmıştı. Türkçeye Kar Küreyici olarak çevrilen film, diziyle esas olarak aynı konuyu işliyor. Ancak Netflix’in dizi uyarlaması ana hikâyeden elbette daha farklı ve detaylı bir içeriğe sahip olmuş.

Peki ne anlatıyor bu Snowpiercer?

Biz bu yazıda diziden bahsediyor olduğumuz için, olayları ve öyküyü dizi bağlamında ele alacağız. Dizi günümüzden yıllar sonrasını ele alan distopik bir hikâye aslında. Fakat dizi öyle çarpıcı ve akla yatkın ki, bir adım ötemizde Snowpiercer’i görmek son derece kolay. Dünya aşırı derecede ısınması sonrasında yaşanacak olan felaketlerin başını getiriyor. Bir grup bilim insanı küresel ısınmayı durdurmak ve dünyanın devamlılığını korumak için atmosferi soğutmayı hedefliyorlar. Dünyayı soğutmak konusunda öyle başarılı oluyorlar ki, dünya bu kez de öldürücü bir soğuğa bürünüyor. Yaşayan her şey bu keskin soğuğa yenik düşerek donarak ölüyor. Yalnızca bir grup seçilmiş insan bu felaketten kaçmanın yolunu bulabiliyor.

Wilford bilim insanlarının başarısız olacağını ve dünyanın yaşanamayacak kadar soğuk bir yere dönüşeceğini önceden ön görüyor ve bu nedenle tüm dünyayı dolaşacak büyük bir tren sistemi kuruyor. Bu tren kimi zenginlerce destekleniyor ve onların yatırımlarıyla proje gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla yeterince zengin olanlar için ölümün içinde dolaşacak bir trenle başlıyor her şey. Ancak bu kusursuz plan trenin beklenmedik yolcularıyla sekteye uğruyor. Yeterli parası olmayan fakat yaşamak konusunda kararlı olan bir grup insan trene zorla ve kaçak olarak giriyorlar.

Sınıfsal hiyerarşiye göre düzenlenmiş olan trenin kuyruk kısmında yer alan bu son ve beklenmedik sınıf diğerleri için her daim bir tehdit ve tehlike olarak yaşamaya devam ediyor. Ancak mahkûm edildikleri kötü koşullar onları son derece insani olan bir sınıf kavgasına çekiyor. Trenin ön vagonlarında yaşanan beklenmedik bir cinayet ise her şeyi allak bullak ediyor.

Film ve dizi arasındaki farklar

Öncelikle bu kısmın biraz spoiler içereceğini söylemeliyiz. Dizinin ilk sezonu henüz tamamlanmamış olduğundan tüm farklılıklardan bahsetmek oldukça zor. Ancak dizi daha fazla sembolleştirme içeriyor. Örneğin filmde gerçekten de bir Wilford var. Fakat dizide bu karakter daha çok bir mit gibi. Varlığı söylem üzerinden ilerliyor. Muhtemelen herkesin yönetici olduğunu düşündüğü, hatta kutsallık atfettiği Wilford diye biri aslında yok.

Film neredeyse tamamen trene sonradan dahil olan “kuyruk” kısmı üzerinden ilerliyor. Ancak dizide sınıflar daha belirgin. Üçüncü, ikinci ve birinci sınıf vagonlar çok daha detaylı işleniyor. Tüm bu vagonlardaki yaşam mücadelesi ve bir üst sınıfa geçme hayali başarılı bir biçimde yansıtılıyor. Dizi bu bağlamda gerçek dünya ve tren arasındaki sembolleştirmeyi oldukça iyi kurguluyor.

Dizide her sınıfın kendi problemleri detaylıca işleniyor. Trenin en ucunda yer alan biletsiz yolcuların oluşturduğu kuyruk bölümüyle, bu projeye para yatırmış olan birinci sınıf zenginlerin bulunduğu ilk vagonlar arasındaki uçurum gerçekliği gözler önüne seriyor. Daha detaylıca işlenmiş olan karakterler ve olaylar ise, hikâyeyi yalnızca bir sınıf mücadelesi olmanın ötesine taşıyor.

Neden Snowpiercer izlemeli?

Öncelikle dizi görsel açıdan oldukça keyifli bir yapım. Sınıflar arasındaki farklılıkları, alternatif bir dünyada bir trene tıkılmış yaşamın nasıl olabileceğini başarıyla anlatıyor. Karakterler ise son derece gerçekçi ve her birini kolaylıkla anlayabiliyorsunuz. İçerisinde geçen tartışmalar ve problemler ise bugün yaşadığımız dünyadan uzak ya da kopuk değil.

Snowpiercer bize alternatif ve hiç de imkânsız olmayan bir dünya ve gelecek sunuyor. Bu nedenle dizinin yeni bölümlerini beklemek dahi keyifli, heyecanlı ve merak uyandırıcı.