Jane the Virgin, izleyicileri tarafından romantik komedi türünün (tabiri caizse)
en çok hakkını veren yapım olarak gösterilir. Bir romantik komediden beklenen
romantizmi de komediyi de içerisinde ‘orantılı’ bir biçimde barındıran bir dizi
Jane the Virgin. 2014-2019 yılları arasında CW kanalında yayınlanan dizi şu an
bütün sezonları dahil olmak üzere Netflix platformu üzerinden de
izleyicileriyle buluşuyor. Dizi aslında Perla Farías tarafından yaratılmış bir
Venezuela telenovelası olan Juana la Virgen'in uyarlamasıdır. Dizinin başrol
oyuncusu Gina Rodriguez’in 2015 yılında Jane the Virgin ile aday gösterildiği Altın Küre en iyi kadın oyuncu ödülünü
alması da hem dizinin hem de oyuncunun başarısını bir kez daha ortaya koydu.
Jane the Virgin, gerçekten güldüren komedisi ve
konusu bakımından türünün diğer örneklerinden ayrılıyor ve bu açıdan romantik komedi türünün önündeki
önyargıları kırmayı ve romantik komedi sevmeyenlere dair kendini izletmeyi
başarıyor. Dizi, gittiği hastanede jinekoloğunun kardeşinin eşine enjekte
edilmesi gereken tohumların yanlışlıkla Latin, dindar genç bir bakire olan
Jane’e enjekte edilmesi ve Jane’nin bakire olduğu halde hamile kaldığını
öğrenmesiyle başlıyor. Jane’nin evlenmek üzere olduğu bir erkek arkadaşının
olması ve bebeğin babası ile bir geçmişinin olması gibi kafasını karıştıracak sorunlar
dışında da birçok hayret verici sorunla uğraşmak zorunda kalıyor Jane.
Dizi bazen karnınız ağrıyıncaya kadar gülmenize sebep
olurken bazen de Jane’le beraber ağlamanıza ve ‘Acaba ben ne yapardım?’
sorusunun kafanızı kurcalamasına sebep oluyor. Diziyi izlerken kafanızda
sürekli dönen ve hayranlık uyandıran başka bir şey ise muhtemelen şu olacaktır:
‘Bir dizi nasıl hem bir pembe dizi olup hem de bu kadar gerçek hayattaki
seçimleri ve olguları barındırabilir?’
Dizinin izleyicilerinin, ‘Neden izleyelim ki bu diziyi?’
sorusuna verdikleri birçok farklı cevap vardır elbet fakat bu soruya verilecek
en anlamlı ve önemli cevap muhtemelen şu olacaktır: Günümüzde özellikle genç
yaştaki bireylerin geleceklerine dair umutları azalmakta ve birçoğunun özgüven
eksikliği var işte tam bu noktada Jane devreye giriyor ve Be brave!
(cesur ol) diyerek bizlere kim olduğumuzu ve olabileceğimizi hatırlatıyor.
Belki de bazen ihtiyacımız olan tek şey biraz cesarettir diyor.
Bir pembe dizide hayatın aslında hiç kimse için toz pembe
olmadığı ve olmayacağı gerçeğini izlemek ve bazen kahkahalarla gülerken bazen
de hıçkırarak ağlamak isterseniz Jane the Virgin sizin için en iyi seçim
olacaktır.
ooo duymadım bunu yaa, rom com, pembe dizi, çok severim, amerikan dizilerini izlemiyom pek ama izlersem olabilir eveet saoool :)
YanıtlaSilDeep romantik komedi seversen tavsiye edilir
SilTavsiye bizden :)
YanıtlaSil